Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

BİRAZDA BİTKİLERİ DİNLEYELİM-2

Patates hıyara bakıp konuşmuş “Sirkeyle karışır turşu olursun, ayranla karışır cacık olursun, domatesle karışır salata olursun ama nerde durursan dur hıyarlığın hep belli olur.”
Hıyar patatese çok kızmış “Sus lan şişko. Akıl hıyar değil ki yarısını bölüp sana vereyim. Bu akılsızlığından utan. Git biraz yağ sürün, ateşte dur da bari yüzün kızarsın” demiş.
** **
Çay kahveye bakmış “Ekvator sıcağında kararmışın. Benim gibi yerli sayılmazsın. Ben senin kırk yıl hatır bırakmam ama herkes bilir ki dostlar arasında ve sohbet içinde bir yürek gibi sıcaklığım vardır. Demli bir çay ile demlenen bir sohbetin tadı hiç unutulmaz.”
Kahve cevap vermiş “Beni de öyle yabana atma. Rengim kara ama yüz ağartan bir ikramım ben. Uzaklardan gelen misafirim ama beni bilen bilir ev sahibi kadar yakınlığım var. Sonra Seven yürekler arasında bir aşk kadar tatlıyımdır” demiş.

** **
Defne, mersin bitkisine bakıp “Ben zaferin sembolüyüm. İnsanlar eskiden benimle büyüden, bulaşıcı hastalıklardan, kötü ruhlardan kurtulduklarını düşünürdü” demiş.
Mersin “Beni de gençlik ve güzellik sembolü saydıkları için yapraklarımdan kolonya yapıp gençliklerini kurtaracaklarını düşünürler. Ama sana şunu söyleyeyim. İnsanların bize bu tür keramet yüklediklerine bakma. İnsanoğlu bu, sıkıştıklarında ateşe atıp yakarlar. Yani bizi cehennemlik yaparlar” demiş.
** **
Kayın ağacı çam ağacına bakıp konuşmuş.” Ben Allahın ağacıyım, kutsalım. Cennette yaratılmışım.”
Çam ağacı gülmüş “Yav bırak bu rivayetleri bana da dağların müftüsü diyorlar. Sanki gidip namaz mı kılıyorum. Ben bu sözlere rüzgârın yardımıyla ıslık çalıp geçiyorum” demiş.
** **
Çınar, ceviz ağacına bakmış konuşmuş “Ben hükümranlık ve güç sembolüyüm. Bana muhteşem ulu ağaç derler. Her yerde bize ilişkin bir efsane vardır.”
Ceviz ağacı “Bence benim yanımda övünme. Benim senin gibi rivayet efsanelerim pek yoktur ama ben çetin cevizimdir. Ben senin gibi sadece gölge vermem, hani ölüp gitsem bile kerestem o kadar kıymetli ki paha biçilmez” demiş.

**                                              **

Kabak patlıcana bakmış “Ne o morarmışsın, bir şeye canın mı sıkıldı?” demiş.

Patlıcan, “Nasıl morarmam, derimi soyuyorlar, içimi oyuyorlar, karnımı yarıyorlar”

Kabak ,“Başka türlü bir işe yaramazsın, seni bu halinle vitrine koyup süs yapacak değiller ya”

Patlıcan ,“Yani öyle laf ettin ki tam kabak tadı verdi. Biraz muhabbet edelim dedik kabak çıktın”

**                                           **

Mercimek fasulyeye bakmış “Kendini nimetten mi sanıyorsun” demiş.

Fasulye , “Depolarda çürüyordun kimse yüzüne bakmıyordu adına bir sürü reklam yapıldı, maydanoz gibi her yemeğin içine seni sokmaya çalıştılar. Şimdi kalkmış bana laf ediyorsun”

Mercimek, “Niye bu kadar alındın. İçin için gaz yapıp sonunda patladın değil mi”?

Fasulye “Yav git başımdan. Fırına mı verileceksin, köfte mi olacaksın, çorbaya mı döneceksin? Bizde seni bir şey sandık, mercimek kütüğüne ayak dayadık”

**                                           **

Ormanda iki çiçek gece yarısı yıldızlara bakıp sohbet ediyordu. Biri diğerine “Şu yıldızları seyretmek ne harika bir duygudur. Her gece uzayın boşluğundaki bu muhteşem yıldızları izlerim. Aramızda duygusal bir bağ var. Çiçek ve yıldızlar şiirsel bir ahenk içindeyiz.”

Öbür çiçek düşünceli düşünceli konuşur. “Ben de aynı duygular içindeyim. Ancak şehirde yaşayan soydaşlarımızı düşündükçe onlar adına içime bir hüzün doluyor. Şehirde o kadar çok ışık var ve öyle bir ışık kirliliği oluşuyor ki, onlar bu güzelliği bu bakir ortam içinde seyredemiyorlar.”

**                                           **

Orman yangınından yarı  canlı kurtulan iki ağaç dert yanar. “Şu insanlar ya baltayla ya ateşle bize soykırım yapıyor. İnsanların bilmediği bir şey var. Biz insansız yaşayabiliriz. hatta çok rahat da edebiliriz. Ama insanlar bitkisiz yaşayamazlar.” Öbürü devam etmiş.”İnsanlar teknolojide olağanüstü ilerliyor. Ama bizim genetiğimizle oynayarak, üstümüze sürekli tarım ilacı sıkarak, bizi kimyasal gübrelerde yüzdürerek geleceğimizi ve neslimizi yok ediyorlar. Bilmiyorlar ki bu kendilerine kanser olarak geri dönüyor. Bumerang gibi aynı zamanda kendilerini vuruyor. İnsanlar bize yaptıklarıyla kendi geleceklerini kendi elleriyle karartıyorlar. Bunları görünce insanların düşünen hayvan olduğu sözüne inanmıyorum”

**                                           **

Yol üzerinde iki çiçek geçenlere gülümseyerek bakıyordu .Bir ara biri diğerine dönerek “Şu yoldan geçen var ya, o işte Durdu Güneş. İnsanlar arasında o kadar mesele varken tutmuş bitkilerle sohbet ediyor.” Öbürü biraz garipseyip sonra bir hatayı düzeltir gibi konuşmuş. “Bunda ne garabet var. Şu dünyada aynı geminin yolcuları değil miyiz? Bizler hayat yolunda birbirimize destek veren yol arkadaşıyız. Bir bilge “Bir yıldızı rahatsız etmeden bir çiçeği koparamazsınız” dememiş midir? Bitkilerin hayatıyla ilgilenmek de, insanların hayatı sürdürme çabasının önemli bir unsurudur.”

(Devam edecek)

Durdu GÜNEŞ

 

 
 

 

Yorumlar  

 
htuztas
# Bitkilerden al haberihtuztas 20-09-2012 14:01
Hani bir söz vardır ya "çocuklardan al haberi" diye betkilerde neler demiş neler ki hepsi de üzerine düşünülecek hususlar..
teşekkürler Durdu bey..
 
 
durdugunes

+1 # Teşekkürdurdugunes 21-09-2012 11:16

Alıntılandı htuztas:
Hani bir söz vardır ya "çocuklardan al haberi" diye betkilerde neler demiş neler ki hepsi de üzerine düşünülecek hususlar..
teşekkürler Durdu bey..

Adlında insan aleme ibretle bakmasını bilse herşey bir ders verir. Güzel düşünceleriniz ve katkılarınız için teşekkür ederim.

Yorum Yapabilmek için Siteye Kayıt olmanız gereklidir.

Siteye Kayıt için Tıklayınız.